Tatile Girerken
TATİLE GİRERKEN
Ülkemizde eğitim; ilköğretim, lise, üniversite ve hatta meslek
öncesi dönemde oldukça yüksek düzeyde yarışmaya dayalı sınavların olduğu bir
sisteme sahiptir. Bu nedenle, bu öğretim kademelerinde bulunan öğrenciler için
kariyerlerini planlamaları oldukça sıkıntılı ve stresli bir hal almaktadır.
Bu çerçeveden bakıldığında öğrenciler; okula gider, ders
çalışır, sınavlarda başarılı olmak için çabalar, bunların sonucunda sınıflarını
geçerler ve en son aşamada ise başvurdukları üst eğitim kurumları sınavlarında
başarılı olurlar. Bu süreç öğrencilerin, istedikleri ya da elde edebildikleri
bir meslek sahibi oluncaya kadar sürekli ve yoğun bir artış ile devam eder.
Öğrenme-öğretme sürecine ilişkin olarak okul başarısını
artıran faktörler üzerinde yapılan araştırmalar, okul başarısı üzerinde
okul-aile dayanışmasının önemli bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir.
Çocuğun ilköğretime başlamasıyla birlikte, öğrencinin okul
başarısı üzerinde rol oynaya çevresel etkiler toplumun daha geniş bir kesimine
doğru genişler. Fakat aile etkisi bütünüyle ortadan kalkmaz. Günün 24 saati
içerisinde okul saatlerin miktarı gözönüne alınırsa, çocuk yaşamının ¾’nün bu
dönemde de aile içerisinde geçirildiği gerçeği ortaya çıkar. Bu durum, okul
yıllarında da çocuk-aile etkileşiminin önemini göstermektedir.
Anne-babanın çocuk üzerindeki etki alanı çok geniştir. Bir
bakıma, annebabalar 0-6 yaş döneminde hem çocuklarına tüm gereksinimlerinin
yerine getirilmesinde en yakınında olan kişiler, hem de ilk öğretmenleridirler.
İnsan kişiliğin gelişimsel temellerinin 0-6 yaş döneminde atıldığı göz önüne
alındığında, eğitsel kimliğin belirlenmesinde anne-baba rolünün önemi daha da
iyi anlaşılmış olur.
Öğrenci ailelerinin yanlış tutumu, ilgisizliği, baskısı,
sertliği, sevgisizliği ya da aşırı ilgisi gibi durumlar öğrencilerin ders
çalışmaktan soğumalarına, korku ve gerginlik duymalarına neden olmaktadır
İletişimi kuvvetli olan aile ortamında yetişen çocukların
konuşma becerilerinin; cümle uzunluğu, soru sayısı, sözcük dağarcığı bakımından
daha iyi durumda oldukları saptanmıştır.
Tabii bir de ödev konusu öğrencilik hayatında çok önemli bir
yer tutmaktadır. Her gün öğrenciler okuldan eve dönerken, öğrenilen bilgileri
pekiştirmeleri, bir sonraki günün derslerine hazırlıklı olmaları ya da yeni
bilgiler edinmeleri için öğretmenler tarafından ev ödevi verilir. Ev ödevinin
niteliği ve niceliği öğretmenden öğretmene değişkenlik gösterir. Bazı
öğretmenler öğrencilere çok ağır ev ödevi verirken, ödevin niteliğini gözardı
edebilirler. Bazı öğretmenler ise az, ancak öğrencinin düşünme becerilerini
geliştirici nitelikte ev ödevleri verebilmektedir. ÖğretmenIerdeki bu
farklılıklara karşılık, öğrencilerin ev ödevlerini yapıp yapmamasına göre de
birbirlerinden farklılıklar gösterirler. Ev ödevlerini düzenli biçimde yapan
öğrenciler olduğu gibi, bu görevi düzenli yapmayan öğrenciler de bulunmaktadır.
Tatile girerken öğrencilerin tükenmişliklerinin yüksek
çıkmaması için ödev verilmemesi, 2017-2018
Eğitim-Öğretim Yılı'nın ilk yarısını tamamlamanın verdiği huzurla tatili, hem
verimli hem de eğlenceli bir şekilde değerlendirmenin arayışı içine girilmesi
daha isabetli olacaktır.
Öneri
isterseniz : İstanbul'daki çeşitli müzeler,
lunaparklar, eğlence ve oyun alanları çocuklara sömestirde unutulmaz bir tatil
yaşatacak.
Miniatürk, Koç Müzesi, Oyuncak Müzesi, Barış Manço Müzesi, Uçurtma
Müzesi, Çikolata Müzesi çocuklara müze kültürünü aşılarken, İstanbul Akvaryum,
Darıca Hayvanat Bahçesi, Kelebek Çiftliği, Snowpark, Forestanbul ise doğa ile
iç içe olma, canlıları daha yakından tanıma imkanı sağlayacak. Çocuklar,
Vialand, Jurassic Land, Legoland, KidZania, …